Roberto Bravo Ve Koleksiyon Temaları Hakkında Bilgiler


TARİHÇE

Her bir Roberto Bravo mücevheri “ilham veren tasarımlar” ile benzersiz bir his yaratır
Kamar ailesinin 1948 yılında başlayan ve 3 kuşaktır devam eden altın ve mücevher tutkusu, 
1997 yılında dünyaya açılma vizyonu ile Roberto Bravo markasına dönüşmüştür.
1998 yılında dünya altın tasarım ve üretimin merkezi olan İtalya’nın Arezzo kasabasında
 Roberto Bravo firması olarak faaliyetlerine başlamış , 2008 yılında da ofisi Vicenza Corso 
Palladio’ya taşımıştır.
1997 yılına kadar perakende , üretim ve ihracat alanlarında faaliyet gösteren firma;
 bu yıldan itibaren dünya markası olma yolunda çalışmalara başlamıştır. Roberto Bravo ;
 merkezi İstanbul’da olan, Vicenza ve Moskova ofisleri ile yönetim faaliyetlerine ,
 Türkiye, İtalya ve Kore ofisleri ile tasarım ve üretim faaliyetlerine devam eden uluslararası 
bir mücevher firmasıdır.
Roberto Bravo , mücevher tutkunlarını değerli taşların gizemli ve büyüleyici dünyasına 
doğru yeni bir yolculuğa davet etmekte ve yaratıcı ruhun hayranlarına büyüleyici bir yaşam stili 
sunmaktadır. Marka bugün çağdaş çizgileri, ileri teknolojisi, sıradışı tasarımları, usta işçiliği, etkileyici
 koleksiyonları ve geniş ürün yelpazesi ile tüm dünya çapında güçlü bir mücevher akımı yaratmaktadır.
Roberto Bravo; uzun yıllar süren markalaşma sürecinde, sıcak mine tekniğini, işçilikteki ustalığı ile bir 
araya getirerek, bu konuda uzmanlaşmıştır. Roberto Bravo’nun süregiden başarısını devam ettirme 
yolunda önemli bir rol oynayan bu teknik sayesinde, her parçada kusursuz görünüm ve parlak renkler 
elde edilir.
Sıcak mine özel bir malzemedir ve Roberto Bravo’nun tasarımlarının imzası haline gelmiştir.
 Her bir koleksiyon oluşumu derin duygu, tutku ve etkileşim ile başlar. Parçalar; kusursuz görünüm
 ve mükemmel renk elde edilebilmesi için defalarca süren bir işlem sürecinden geçmektedir.
Bilinen en zarif uygulama biçimlerinden biri olan mine, cam tozu ve çeşitli maddelerin, istenen reng
i verecek metal oksitleriyle karıştırılıp ısıtılmasıyla elde edilir. Sıcak fırında defalarca işlemden geçen 
mine, metal yüzeyle kaynaşır ve o bilinen parlak, kusursuz görüntüsüne kavuşur.
Roberto Bravo, mücevher tutkunlarını değerli taşların gizemi ve uyguladığı teknik ile meydana 
getirdiği kusursuz renkler eşliğinde büyüleyici bir dünyaya davet etmekte, yaratıcı ruhun hayranlarına
 sıra dışı bir yaşam stili sunmaktadır.


KOLEKSİYONLAR

    
 Hayatın yeniden canlanması, “tabiatın, doğanın yeniden uyanışı”.
Üç büyük kitapta anlatılan Nuh Tufanı’ndan esinlenerek tasarlanan ametist, blue topaz, kuvarts gibi

 değerli taşların kullanıldığı koleksiyondur.

Halkın kendisiyle alay etmesine aldırmayan Nuh, Tanrı’nın uyarısı ile büyük bir gemi yapar, kendisine

 inananlarla birlikte türlü çeşit bitki tohumları ve hayvanlar da biner bu gemiye. Büyük tufanda
yeryüzündeki her şey yok olurken yalnızca Nuh ve gemisindekiler kurtulur. Tufana inanmayanla

Tanrı’nın gazabına uğrarken doğanın parçası tüm güzellikler Nuh’un Gemisi’nden yeryüzüne yayılarak
yeniden hayat bulur.

Mineli parçaların çoğunlukta olduğu, sıcak mine tekniği ile tasarlanan Nuh’un Gemisi Koleksiyonundaki 

her bir parça tek tek takılarak ve montajlanarak yapılıyor. Her biri birbirinden farklı mücevher parçaları
özenli el işçiliğini yansıtıyor.
       
    Kelimeler anlam taşır, anlamlandırır. Harflerle, kelimeleri yaratırız. Her kelimenin titreşimi, enerjisi
 ve sayısal bir karşılığı olduğuna inanılır.
İsmimizde taşıdığımız harfler bile kuantuma göre hayat çizgimizi yönlendiren enerjilerdir. Hindu rahipler
 seslerin titreşiminin gizli formülünü “Om” sesi ile anlatırken, Budist kahinler iyiyi ve kötüyü titreşimlerle
 hisseder, Kızılderililer çocuklarına verdikleri isimlerin onların karakterini belirlediğine inanır. Lettera
 Koleksiyonu, harfler koleksiyonudur; her bir harf yaydığı titreşimin taşıdığı enerji ile mutluluğumuza, 
heyecanlarımıza, arzularımıza olumlu bir enerji katar, boynumuzda taşıdığımız her harf seçimlerimizi, 
tercihlerimizi ve böylelikle hayatımızı şekillendirir. Harflerin tılsımına inanın.
Nuh’un Gemisi’nin gece versiyonu. İşçiliği, pırlanta ve safir kullanımı ile göz dolduran çok özel bir 
koleksiyon. (Siyah rodaj tekniği kullanılmıştır.)
Yeryüzüne gece inince tüm renkler tek bir renge dönüşür “siyaha”… Gece, siyahtır. Akşam karanlığında
tüm renkler ikinci rengi giyer “siyah”, siyah tüm renklerin bütünleyenidir. Koleksiyondaki siyah
mücevherler, siyah zeminde hem görünmez olmak ister hem de siyahın üzerinde tüm renkler ayrı bir 

çekiciliğe bürünür.


Orkideliryum, orkidelerin olağanüstü düzeylerde keşfedilerek bulunduğu ve çiçek çılgınlığı olarak anılan 
Viktorya dönemine verilen isimdir.
19’uncu yüzyılın varlıklı orkide hayranları, yeni orkide türlerini bulmak üzere dünyanın neredeyse her bir
 köşesine kaşifler ve koleksiyoncular göndermişlerdir.
Orkide, aşkın sembolü olarak kabul edilir çünkü bu bitkiler çoğu koşulda kolaylıkla büyüyüp çiçek açabilir. 
Viktorya döneminde, duyulan aşkı ve sevgiyi göstermek için egzotik ve nadir çiçekleri hediye etmek bir adetti.
Hatta hediye olarak ne kadar ender bulunan bir çiçeği seçerseniz, aşkınızın da o kadar derin olduğuna
 inanılırdı. Avrupa’nın bazı yerlerinde orkideler, aşk iksirlerinin en önemli bileşenlerinden biri olarak
 kullanılıyordu.
Siyah Orkideler hayranlığın, saygının, onurun ve saltanatın sembolüdür.
Beyaz, temizliğin, saflığın, romantik duyguların ifadesi olarak Roberto Bravo koleksiyonunda yer alıyor.
“Beyaz agat” taşı kullanılan White Dreams Koleksiyonu en çok satılan koleksiyonlarımızdan biridir ve 

beyazla altınlanın birbiri ile mükemmel uyumuna iyi bir örnektir. Koleksiyonda küçük renkli safirler ve 

sitrinler de kullanılmıştır.




Aşkı tanımlamanın yolu yok; sadece birkaç söylenti var o kadar. Sen büyüdüğün zaman, aynı yolu
 beraber yürüyeceğin ve hayatını birlikte geçireceğin birini tanıyacaksın. Seni bir yerlerde beklediğini
 unutma. Sen onu kendinden çok seveceksin; o da seni. Birbirinizi her gördüğünüzde ilk anın heyecanına
 kapılacaksınız. Birlikte uyuyup, birlikte uyanacaksınız. Ve bu iki hayat tek bir yol çizecek kader denen 
örgüde. Meyveleri olacak senin gibi. Zamana aldırış etmeden, aldığınız her nefesin tadını çıkaracaksınız.   
Dünyada en değer verdiğin insan olacak o, sana ‘Kareena’ diye seslenecek. Bilmelisin ki, 
hayatın en değerlisi demek Kareena. Onun en göz alıcı 
mücevheri olacaksın, tıpkı güneşin dünyayı aydınlatması gibi. Tıpkı hayallerini kurduğun güne kavuşmak
 gibi…
Yabani gülün gizemli güzelliği ve kural tanımazlığından esinlenilen koleksiyon gösterişli
 ve görünüşündeki ağırlığa rağmen hafif bir koleksiyondur. Tam açılmayan gül yaprakları saflık,
 masumiyet, güzellik, ihtişam, takdir, sevgi, tutku, arzu, şefkat, 
minnettarlık, hatta kıskançlık gibi birbirinden farklı ve zıt duyguları temsil eder.
Call it magic or call it true! Siyah cazibenin bütünüyle yansıdığı Roberto Bravo’nun Black Magic mücevher tasarımlarında Venüs’ün kutsal sembolü, Sümer tanrıçası İştar’ın tutkusu, mitolojinin gizemli perisi Calypso’dan ilham alınıyor.
Beyaz bir tüy rüzgârda uçup gün ışığında parıldayan gölün suyuna düştü. Zarif bir kuğu kanatlarını 
bu parlak suda yıkadı. Bir büyü sonucunda kuğuya dönüşen prensesin göldeki günlerinden biriydi bu. 
Büyük bir sevgiyle göldeki beyazlı pembeli lotus çiçeklerine, nilüferlere baktı. Kalbinde, derinlerde
 hissettiği aşk gölden daha derindi, daha parlaktı. Ayrı geçen her dakika büyük bir özlemdi. 
Buna rağmen biliyordu kuğu, özlemeye, sevmeye değer birine sahip olmak büyük bir şans, büyük bir
 ayrıcalıktı. İçindeki sonsuz ve temiz aşkın yansımasıydı sanki tüm göl, tüm canlılar, nilüferler, lotus 
çiçekleri…
Derinlerden bir balık geldi, elinden tuttu Enzo’nun. O derinlerde sakladığı koca elmaslarından, 
yosun bağlamış amforalarından sundu. Birdenbire anladı Enzo başına gelenleri. Gördüğü cenneti. 
Kararını verdi Enzo, sudan çıktı. Fırçasını maviye batırıp
 denizleri, silme yaldıza batırıp elmasları, altına batırıp hazineleri ve Le Grand Bleu’yu resmetti…
Gökten yıldızlar dökülürken,
kuzey ışıklarının altında…
gel ve beni aşkının içine al,
ruhum sonsuzluğun kanatlarında dans etsin…
Roberto Bravo her tasarımında doğadan ilham alır. Doğaya duyduğu sevgi ve minnetle
 tasarımlarında doğanın eşsiz canlılarına, renklerine atıfta bulunur. Dünyamızın tüm güzelliklerinin
 global ısınma nedeni ile yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu hatırlatan bu koleksiyonda 
birbirinden çeşitli ve olağanüstü renkteki leylak, gül, orkide, nilüfer, gece sefası gibi çiçekler, 
çiçekten çiçeğe uçan arılar, kelebekler, uğur böcekleri, yusufçuklar, türlü çeşit kuş bulunur.
                                                                  
Lütfen doğaya iyi davranalım ve küresel ısınma konusunda farkında olalım, bilinçlendirelim.
Mavi deniz ortasında parlayan bir turkuaz cennet Capri …Kayalık dik uçurumlar arasında, dar 
basamaklarla sıralanmış,Gizli  sarmallar, gizli mağaralar, limon ağaçlarıBegonvillerin baş döndürücü
 kokusu ile donanmış caddeler…
Ömürleri göç yolculuğunda geçen narin Kral Kelebekler’in zorlu yolculuğuna atfedilen koleksiyondur.
İpekten kanatçıkları ile kuzey güney göçünde dört kere nesil değiştiren Kral Kelebekler binlerce
 kilometrelik zorlu bir yolculuk yaparlar. Gecenin gündüze eşit olduğu bir sonbahar gecesi başlayan
 yolculuklarında 3 nesil geçer, yolculuk tam 4 ay sürer. 4. Nesil tam 8 ay yaşar ve bu zorlu yolculuğu 
bitirir.
“Küresel fenomen” olmaya aday bu koleksiyonda kırmızı renk ağırlıktadır.

Arılar sağırdır. İnanılmaz yöntemlerle iletişim kurarlar. Dans ederek birbirleri ile anlaşırlar.
 Dairesel ve sallanma dansı… Arıların dansına katılmak ister misiniz?

Kıymetli taşlar ve kübik şekiller modern bir çizgide buluşuyor. Benzersiz tarzı, estetik zerafeti koruyarak,
 tüm şıklığı ile sunuyor…
“Siyah’ın karanlığı; beyaz’ın ışığı ile karşılaştığında, ikiz ruhlar ay ışığında adeta dans ediyor…”
Spiral ve zikzakların şaşırtıcı şekilleri ile tasarlanan dinamik bir Roberto Bravo koleksiyonu. 
Spiral, sonsuzluğu temsil ederken zikzak hayatın içindeki gel-gitleri, karmaşayı ve kötülükleri
 temsil eder. Şal deseninin de göze çarptığı Jivana Koleksiyonundaki işaretler hayatın kendisini
 oluşturan işaretlerdir. Şal deseni, saflığı, temizliği, güzellikleri, doğayı, neşeyi, coşkuyu sevgi ve
 mutluluğu temsil eder.
…teninize dokunduğunda derin duyguları harekete geçiren mücevherler…
Roberto Bravo’nun miniklerin dünyasını minikler için tasarımlarına taşıdığı koleksiyonu Totiti neşeli,
 ilgi çekici ve çok renkli zincir uçları, iğne ve kolyelerden oluşuyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAHALI MÜCEVHERLER

Külçe Altın Nedir?